MYNETTE YER ALAN HABERE GÖRE,İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyunda "Adnan Hoca" olarak bilinen Adnan Oktar ve grubuna yönelik sabah saatlerinde operasyon başlatıldı. Başta Adnan Oktar olmak üzere grupla bağlantısı bulunan 170 kişi gözaltına alındı. Grup içerisinde yer alan ve yakın tarihlerde bağlantılarını koparan Ceylan Özgül ve Ümit Kuruca, Adan Oktar ve çevresi hakkında açıklamalarda bulundu.
"Örgüt içinde 'hücre' sistemi vardı. Herkes her şeyi bilmez" diyen Özgül, "Zaman içerisinde öğrenirsiniz bilgileri. Vakit geçirmeniz gerekir. Siz sadece kendi hücrenizde yapılan şeyleri öğrenirsiniz. Bana son zamanlarda bazı mahrem bilgiler açılmaya başlandı. Bunlardan bazıları da Türkiye aleyhine yapılan faaliyetlerdi. Bu bilgileri öğrendiğim 2013'te kaçma girişimim oldu. Fakat başarısız oldum. Çünkü benim bulunduğum hücrede kadınlar hapis hayatı yaşarlardı. Doktora bile yanınızda birisi olmadan, gidemezdiniz. Yanınızda gardiyanlar vardır. Doktor sizi kabinde muayene ederken bile yanınızdadırlar. Doktora gideceğim diye hastaneden randevu alıp, kaçmayı denedim. Fakat yakalandım. 2017'ye kadar baskı altında kaldım. 2017'de kaçtım" diye konuştu.
Özgül şöyle devam etti:
Örgütten ayrılma aşamasında beni ilk rahatsız eden Türkiye aleyhine faaliyetlerdi. Amerika'daki çok fazla sayıda düşünce kuruluşuna Türkiye hakkında verilmesi sakıncalı olan bilgiler veriliyordu. Kaçmadan önce Adnan Oktar'la bu konuyla alakalı kavga etmiştim. Bana, 'her şeyi sorgulama. Sana denileni yap' demişti. Ben örgüt içinde yer alan hücrelerden 'Bacılar' grubundaydım. Dışarıdan gelen bir kadının 'Bacılar' grubuna sıfırdan girmesi çok nadir olan bir şeydi. Yeni gelenler genel olarak 'Kız kardeşler' grubuna dahil oluyorlardı. Yeni gelenler eskilerin yanına çok fazla dahil olmuyorlar. Yeni dahil olanlar erkek arkadaş sistemi ile dahil olmaya başladılar. Burada haremlik, selamlık bir yapı söz konusuydu.
Özgül, gençlerin bu tarz örgütlere karşı dikkatli olmalarını ve ailelerine sırt çevirmemelerini belirterek, "Bu örgüt ve buna benzer diğer örgütlerle alakalı olarak: Aileniz sizi seviyor ve önem veriyor. İnsan genç yaşta ailesini dinlemek istemiyor. Karşısına çıkan bir şeye kendisi karar vermek istiyor. Hâlbuki deneyim satın alınamayan bir değer. İnsan bazen istemese bile ailesini dinlemesi gerekiyor. Ailenizin yanından ayrılmayın. Onların size sahip çıkmasına izin verin" diye konuştu.
Kuruca, "Örgüt içinde erkekler kısmında bölüm bölüm herkesin faaliyet yaptığı alanlar vardı. Kimisi yurt dışı bağlantılarını kurardı. Örgüte İsrail ve Pentagon tarafından yüklü miktarda paralar gelirdi. Kimi zaman hediye kisvesi altında çok pahalı hediyeler gelirdi. Yurt dışından örgüte karşı yüklü miktarda finans sağlanıyordu. Televizyona sürekli İsrail ve Amerika'dan misafirler gelip, programlara çıkıyordu. Bunların arka planında o kişilerin para karşılığında fikirlerini ülkemizde anlatması yatıyordu" diye konuştu.
Adnan Oktar'ın başkanlık sistemine tamamen karşı olduğunu belirten Kuruca, "Başkanlık sistemini Abdullah Öcalan'ın desteklediğini, çok yanlış olacağı şeklinde devlet büyüklerimize aba altından sopa göstererek, yıllarca faaliyette bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı özelde eleştiriyordu. Birçok devlet büyüğünü özelde eleştiriyordu. Özel sohbetleri ve televizyondaki açıklamaları tamamen terstir. Bir anda gelişen bir şey olmadı. Çünkü oraya yıllarınızı veriyorsunuz. Oradaki arkadaşlarınızı seviyorsunuz. Allah adıyla kandırıldığımız için bazı şeyleri algılayamadık. Yaşımız çok küçüktü. Ben örgüte girdiğimde 18 yaşındaydım. Birçok şeyi zamanla daha iyi anlayabildim. Biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız" ifadelerini kullandı.